Mevsimlik işçilerin sesine kulak verin

 Mevsimlik işçilerin sesine kulak verin

Akit Gazetesi Muhabiri Resul Ekrem Şahan; Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı ve Öz Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Şahin ile Mevsimlik ve Taşeron işçilerin durumuna ilişkin röportaj gerçekleştirdi.

Mevsimlik işçilerin sesine kulak verin
Türkiye’nin kanayan yarası haline gelen “Mevsimlik ve Taşeron işçi” düzenlemesinden, son açıklanan işsizlik rakamlarına, tedbirsizlik, denetimsizlik ve onlarca ihmal sonucu meydana gelen İş kazalarından, OHAL’in durumuna kadar bir dizi konuda Akit Gazetesi muhabiri Resul Ekrem Şahan’ın sorularını yanıtlayan Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı ve Öz Gıda İş Sendikası Genel Başkanı Mehmet Şahin, “Mevsimlik işçiler ömür boyu çalışsa da emeklilik haklarını elde edemiyorlar. Buna bir çözüm bulunmalı” dedi.

Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun hepsini kamuya alıyoruz diyerek taşeron işçilere bir müjde verdiğini ama arkasının gelmediğini belirten Şahin, özel sözleşmeli personel bir tarafıyla diyor ki kendini memur hisset ama memur değilsin. Sözleşme düzenine gelince işçi değilsin. Bu 12 Eylül rejimin yaptığına benzer bir darbe yapıyor. 28 Şubatlarda Hak-İş’e verilemeyen zararı vereceklerdi. Özel sözleşmeli personel düzenlemesi hayata geçseydi Hak-İş üye sayısının yarısını kaybediyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a arz ettik bu konuyu. Kendisi de bu uygulamanın doğru olmadığını söyledi. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın sayesinde bu yanlış uygulama durduruldu” dedi.
 
“TAŞERON TÜRKİYE’NİN KANAYAN YARASI”

Taşeron konusunda son durum nedir?
Taşeron konusu Türkiye’nin kanayan yarası ve en büyük problemdir. Taşeronun bugün ki çalışma şartları ve durumu modern bir kölelik başka hiçbir izahı yok. Bu İslami değil, insani değil, vicdani değil ve hiçbir şeye sığmaz. Bunun mutlaka acilen bu sorunun çözülerek insan oluruna yakışır şartlara kavuşması lazım. HAK-İŞ bu konuda gerekli açıklamaları ve çalışmaları yapıyor. Kamuda çalışan işçiler arasında ikilik olmaması lazım. İşçilerimizin asıl ve yardımcı işler tavsif edildikten sonra asıl işlerde çalışan bütün arkadaşlarımızın kadroya alınmasını talep ediyoruz.

Vatandaş olarak her türlü hükümlülüğümüzü yerine getiriyorsak, bizi ayrı düzenlemelerle aynı iş yerinde kölelik şartlarında çalıştırmasınlar. Yılardır taşeron konusu çözülsün diye gayret ediyoruz. Yapıcı eleştiriler getiriyoruz. Hem hükümet tarafından hem sendika tarafından ve asli görevimiz olan sendika tarafından bakıyoruz. Fakat umduğumuz oranda bir adım atılmadı. Ama taşeronla ilgili bir düzenleme yapıldı. O da 11 ay olan sözleşme süreleri 3 yıla çıkartıldı. Bu olumlu bir gelişme. Bunun en büyük faydası taşeron işçilerimiz sendikalara üye olma imkânı kazandı. Sendikalara üye olunca da toplu sözleşme yapma hakkı doğdu.  Şu anda yüksek hakemde bekleyen binlerce sözleşmemiz var. Yüksek Hakemlerin çalışma şartları belli bu meseleleri çözmeye ömürleri yetmez. Nasıl kamudaki kadrolu işçiler için toplu sözleşme imzalıyorsak, kamudaki taşeron işçiler içinde bir çerçeve sözleşme imzalayıp ve topluca sözleşmeleri bitirelim istedik.

"ÖMÜR BOYU EMEKLİLİK HAKLARINI ELDE EDEMİYORLAR"
Mevsimlik işçilerin ne gibi problemleri var?
Taşeron konusu 800 bin civarında bir işçiyi ilgilendiriyor ama onun yanında özelikle bizim sendikamızı çok yakından ilgilendiren ‘Mevsimlik İşçi’ probleminin de çözülmesini istiyoruz. 5620 sayılı yasaya göre Mevsimlik İşçiler 5 ay 29 günden fazla çalışamıyorlar. Bazı iş yerlerinde ise sezon tahdidi var. 29 günlük iş olsa dahi sezonun dışındaki aylarda biz bu işçi arkadaşlarımızı çalıştıramıyoruz. Dolayısıyla 5 ay 29 günüde göremiyor.  Çalışmadığı sürede de yasayla bu işçiler işsiz kabul edilmiyor. Çalıştıkları sürede işsizlik fonuna kesinti yapılıyor. Fakat çalışmadıkları sürede işsiz kabul edilmedikleri için işsizlik fonundan da faydalanamıyorlar. Bu arkadaşlarımız ömür boyu çalışsa 85-90 yılda ancak emeklilik hakkı elde edilebiliyor. Bu fiilen arkadaşlarımızın ömür boyu emeklilik haklarını elde edemeyecekleri anlamına geliyor.
 
“İŞSİZ İNSAN PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBA”

Son açıklanan işsizlik rakamlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Açıklanan son rakamlara göre işsizlik yüzde 10,7. Üstelik hükümetimiz bu konuda tedbir alıyor. Fakat işsizlik rakamları aşağıya çekilemiyor. Korkumuz bu durgunluk bu şekilde devam ederse bu işsizlik rakamları daha da yukarıya çıkabilir diye endişe ediyoruz. İssiz insan demek pimi çekilmiş bomba demek. Her türlü riske açık bir insan demektir.

"OHAL KALKMALI MI?"
OHAL’in 5. defa uzatılma kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Millet olarak devletten beklentimiz FETÖ örgütüne hak ettiği cezanın verilmesi. Devlette örgütlendikleri kurum ve kuruluşlardan temizlenmeli. OHAL’i gerektirecek sebepler ortadan kaldırıldıktan sonra zaten OHAL’e gerek kalmayacak.

"HEDEF 50 BİN ÜYE"
Öz Gıda İş Sendikası hakkında da bilgi veren Genel Başkan Mehmet Şahin, “Şuanda 34 bin civarında üyemiz var. Bu sayı ile gıda iş kolunun en büyük üyeye sahip sendikayız. Ama bu üye bize yeterli değil. Bu sayının 50 binleri geçmesini hedefliyoruz. En yakın rakibimizle aramızdaki farkı açarak devam ediyoruz. Ama toplama baktığımızda yüzde 12-13 sendikalaşma söz konusu. Yasa değişikliğinden önce sendikalaşma yüzde 7 ile 8 üzerinde idi. İnternet üzerinden sendikaya kayıt olabilme ile birlikte ve taşeronlarla ilgili yapılan kısmi iyileştirmeler içeren yasal değişiklikten sonra önü açılınca sendikalaşma yaklaşık yüzde 13’lere çıktı” dedi.

Not: Röportaj 24.10.2017 (Salı) tarihinde Akit Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

Basın Bürosu
Yayımlanma Tarihi: 24 Ekim 2017 Salı